
Çikolata ve Sağlık İlişkisi: Bilimsel Çalışmalar Ne Söylüyor?
Çikolata, yaygın olarak tüketilen lezzetli bir yiyecek olmasının yanı sıra, sağlık üzerindeki olası olumlu ve olumsuz etkileri nedeniyle birçok araştırmanın konusu olmuştur. Tarihsel olarak, kakao ve çikolatanın anemi, ateş, tüberküloz, bağırsak hastalıkları, böbrek taşları ve bazı tümörlerin tedavisinde etkili olduğuna inanılmıştır. Özellikle kakao, kalp ağrılarına iyi geldiği, karaciğere faydalı olduğu ve uykuya yardımcı olduğu yönünde kullanılagelmiştir.
Çikolatanın Besin İçeriği ve Bileşenleri
Çikolata; kakao likörü, kakao yağı, şeker ve süt gibi bileşenlerin karışımıyla elde edilir. Bileşen oranlarına göre bitter, sütlü ve beyaz çikolata olarak sınıflandırılır. Bitter çikolata, kakao içeriği en yüksek olan türdür ve sağlık üzerine etkileri bu yüzden daha fazla araştırılmıştır. FDA'ya göre bitter çikolatada kakao likör oranı en az %35 olmalıdır. Kakao likörü vitamin, mineral ve polifenolce zenginken; kakao yağının besinsel değeri düşüktür.
Polifenol İçeriği ve Antioksidan Etkisi
Kakao tanelerinin %6-8'ini polifenoller oluşturur. Özellikle epikateşin, kateşin ve prosiyanidin gibi flavanoller öne çıkar. Bitter çikolata, çaya kıyasla 20 kat daha fazla kateşin içerebilir. Bu maddeler, LDL oksidasyonunu azaltarak damar sağlığını destekler. Çikolatanın antioksidan kapasitesi işleme yöntemi, kakao çeşidi ve üretim sürecine göre değişiklik gösterebilir.
Kardiyovasküler Hastalıklar (KVH)
Meta analizler, düzenli çikolata tüketiminin KVH ve inme riskini %30'a kadar azaltabileceğini göstermiştir. Bu fayda antioksidan, damar genişletici, antiplatelet ve anti-inflamatuvar etkilerle ilişkili olabilir.
Kan Yağları
Bitter çikolata, LDL ve toplam kolesterol düzeylerini düşürebilir. Ancak HDL ve trigliseritler üzerinde belirgin bir etkisi bulunmamaktadır.
İnflamasyon
Bazı çalışmalar CRP düzeylerinde anlamlı değişiklik bulamazken, bazıları hs-CRP düzeylerinde azalma rapor etmiştir. Bu durum, polifenol miktarı ve bireysel farklılıklara bağlanabilir.
Diabetes Mellitus (DM)
Çikolata polifenolleri, glukoz emilimini azaltarak ve insülin hassasiyetini artırarak diyabet riskini azaltabilir. Haftada 2-6 kez çikolata tüketen bireylerde tip 2 diyabet riski %34 daha az bulunmuştur.
Kan Basıncı
Flavonoid içeriği yüksek çikolatada bulunan epikateşin, damar genişletici etkiler sayesinde sistolik kan basıncını 4 mmHg, diyastolik basıncı 2 mmHg düşürebilir. Ancak bu etki, genellikle hipertansif bireylerde gözlenir.
Vücut Ağırlığı ve Obezite
Kakao, yağ oksidasyonunu artırabilir ve sindirim enzimlerini baskılayarak emilimi azaltabilir. Fakat kontrollü çalışmalarda çikolata tüketiminin vücut ağırlığına etkisi net olarak gözlemlenmemiştir.
Ruhsal Durum
Çikolatada bulunan N-asetil etanolamin ve feniletilamin gibi maddeler, mutluluk hormonlarını tetikler. Özellikle bitter çikolata tüketimi kortizol seviyesini azaltabilir ve stresin azalmasına yardımcı olabilir.
Afrodizyak Etki
Feniletilamin ve metilksantin gibi bileşenler sayesinde çikolata, uyarıcı ve haz verici etkiler yaratabilir. Ancak bu etkiler afrodizyak nitelendirmesi için yeterli görülmemektedir.
Bilişsel İşlev
Kafein ve teobromin içeriği sayesinde çikolata kısa süreli bilişsel performans artışı sağlayabilir. Ancak etkili bir artış için gereken dozlardaki flavonoidlerin günlük çikolata tüketimiyle karşılanması zordur.
Sonuç ve Öneriler
Bilimsel veriler, çikolatanın bazı olumlu etkileri olduğunu ancak bunların tüm bireylerde ve tüm şartlarda geçerli olmadığını göstermektedir. Çikolatanın olumlu etkilerinden faydalanmak için özellikle %70 ve üzeri kakao oranına sahip bitter çikolatalar tercih edilmeli ve günde 20-30 gramı geçmeyecek miktarlarda tüketilmelidir. Aşırı şekerli ve sütlü çikolatalardan kaçınılmalı, çikolata bir keyif gıdası olarak değerlendirilmelidir.
Sevdiklerinize tatlı bir sürpriz yapmak ister misiniz? Hediyelik Çikolata →